Mevla Görelim Neyler Neylerse Güzel Eyler… Erzurumlu İbrahim Hakkı’ya ait olan bu tek cümlelik hayat felsefesi; kendini bilmek ve geliştirmek yolunda olan her insan için önemli bir rehberdir.
Herkesin çok aşina olduğu bu cümle bazen atasözü gibi anonim bir söylem zannedilerek, bazen de büyük insanlar Yunus Emre ve Mevlana’ya mal edilerek yanlış kullanılmaktadır. Yazımın devamında bu büyük şiirin tamamını bulacaksınız. Ben de Erzurumlu oluşumdan mı bilmem, sığındığım bir hami gibidir Marifetname…
Marifetname çok güçlü bir eserdir. İbrahim Hakkı (Hz) Fenni bilimlerde çağının çok ötesine uzamış, dini bilimler ve tasavvufta büyük yollar katetmiş bir İslam alimi ve düşünürüdür.
Ne zaman içim daralsa başvurduğum bu mübarek cümle, aslında büyükçe bir eserin her beyitte terennüm eden nakaratı gibidir. İşte bu büyük esere “Tefvizname” adını koymuş mübarek insan. Tasavvuf yolunun yolcuları olan sufiler için de mihenk taşı halini almış bu samimi ve yalın şiir…
Tefviz İçinde Mevla Görelim Neyler
Tefviz kavramı tevekkül ile yakın anlamda, fakat daha derin boyutlara haizdir. Tefviz halinde insan, her işin gereğini yerine getirir ve sonuçlarının ne olacağını büyük bir samimiyet ve teslimiyet içerisinde Allah’tan bekler. O’na teslim olur. Her Muradının ve Tecelliyatının hikmetlerle dolu olduğuna, kalben teslim olur.
Sonuç onun istediği gibi gerçekleşir ise ne ala şükreder; yok gerçekleşmedi ise gerçekleşmiş gibi; Mevla Görelim Neyler Neylerse Güzel Eyler der ve yine şükreder! Hayırlı olanın, vuku bulmuş olan bu sonuç olduğuna gönülden inanır. Bu farkındalık hali gerçekten çok zor erişilecek bir seviyedir, lakin kıymetine paha biçilemez.
Tefviz, İmanın şartlarında saydığımız “hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine iman etmek” ayrıca “kaza ve kadere iman” rükünlerinin bir tecellisi gibidir. Tefvizname de, her beyitte tekrar eden; Mevla Görelim Neyler Neylerse Güzel Eyler cümlesi, esas itibariyle “tefviz” kavramını tarif ve ilan etmektedir.
Bu ibretlik eser, her biri beş mısradan müteşekkil olan otuz bir kıt’adan oluşuyor. Her bir kıt’anın son iki cümlesi ise aynı… Büyük Veli sanki gönüllerimize nakşetmek istemiş bu cümleyi.
Bu büyük şiirin bir kaç kıt’asını bir araya getirerek bir çok ilahiler bestelenmiştir. Bunların içerisinde gerçek sanat erbabı ve çok kıymetli fikir adamı Ahmet Özhan’ da var. Paylaşayım, gözlerinizi kapatıp bu müthiş yorumu dinlerken, insanoğlunun hayat yolculuğunda ki hezeyanını düşünün…
Mevla Görelim Neyler Neylerse Güzel Eyler. Hadi Şiire Başlayalım
Değerli okuyucum. Kalp ile görmek ve kalp ile duymak ve yürekten hissetmek gerçekten çok özel bir lezzettir. Mutluluğun şifresi, hayat yolunun neşesidir. Keşke yüreğimiz ile hasbi hal etmeyi başarabilsek. Keşke kötü hallerimiz karşısında nedamet şerbeti içip, mahsum ruhumuzu özgür bırakabilsek…
Okumayı ve vakıf olmayı kolaylaştırmak maksadı ile her seferde yan yana iki tane kıt’a vereyim. Altlarına da dilim döndüğünce bir yorum ve izahat ekleyeyim. Hem düşünelim, hem okuyalım… Okudukça durup tefekkür edelim… Bakın ne farklı boyutlara, ne kestirme yollar keşfedeceğiz…
1
Hakk şerleri hayr eyler,
Zannetme ki gayr eyler,
Arif Anı seyr eyler,
Mevla görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
2
Sen Hakk’a tevekkül kıl,
Tefviz et ve rahat bul,
Sabr eyle ve razı ol,
Mevla görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
Hayırda Allah’tan şer de Allah’tan gelir. Neyin bizim hakkımızda hayırlı olacağını biz bilemeyiz. Çoğumuzun başına gelmiştir. Dünyamızı yıkan bir hayal kırıklığı için, bir zaman sonra iyi ki olmamış demeye başlar, bize şer gibi gözüken hadiselerin, aslında hayırlı olduğunu keşfederiz. Nitekim Kur’an-ı Kerim de şöyle Buyuruluyor:
Hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinize; sevdiğiniz şey de, kötülüğünüze olabilir. Siz bilemezsiniz, yalnız Allah bilir.
Bakara Suresi / 216
Allah her şeyin tabii ki farkındadır ve O murat edip yönetmektedir. Sanmayın ki -haşa- sizi atladı. Sanmayın ki size yapılanı fark etmedi. Asla ihmal etmez ve yaşadığınız hadise ve duygu durumu sizin için en uygun seçenek olduğundan başınıza gelmiştir…
Bu teslimiyet ve sabır ile razı olup, isyan haline girmemek; inanın sizin rahatınızı tesis edecektir. Hayırlı kapılara vesile olacaktır. Gerçek özgürlüğün tadını çıkarmanızı sağlayacaktır.
Bundan sonraki kısımlarda, Son iki mısraları yazmayacağım. Siz okurken zihnen ekleyiniz…
3
Kalbin ana berk eyle
Tedbirini terk eyle
Takdirini derk eyle
4
Hallak-ı Rahim oldur
Rezzak-ı Kerim oldur
Faal-i Hakim oldur
Bu mısralarda nasıl yapacağım? Sorusuna giriyor ve sen yüreğini ferah tut. Kendi başına gelen yada dünyada yaşanmakta olan hadiselerde Allah’ın hikmetini ara, ibretle ve sükunetle izle diyor.
Bütün benliğin ile Allah’a bağlandığın zaman göreceksin ki; her şey O’nun takdiri ile gerçekleşiyor. Tedbir almak, karşı durmak, isyanda olmak ise Yüce Takdiri asla bozamaz. Tedbirli ol tabii ki bu senin vazifendir. Fakat tedbirine hiç güvenme. Ben yaptım, ben ettim deme; Rabb ‘ine güven.
Yaradan sonsuz varlığı ile Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
Ey imanın huzuruna kavuşmuş insan, Sen Rabb’inden razı, O da senden razı olarak dön Rabb’ine. Sen de katıl has kullarımın içine, gir cennetime.
Fecr suresi / 27,28,29,30
5
Bil Kadi-i hacatı
Kıl Ana münacatı
Terk eyle muradatı
6
Bir işi murad etme
Olduysa inad etme
Hakk’dandır o reddetme
Bütün istekleri duyan ve bilen Allah’tır. Bunları senin hayrın için yerine getiren yada zamanını, şeklini değiştiren de O’ dur. Sakın duadan ileri ısrar edip isyana girme. Sakın O ‘ndan gayrısından medet umma…
Vakıalar karşısında şaşırma, ye’se düşme ve itiraz etme. İlle şu iş şöyle sonuçlansın diye takılıp kalma ve inat etme. Her olup biteni murad eden Rabb’imizdir. Ona karşı gelme…
7
Hakkın olıcak işler
Boşdur gam u teşvişler
Ol hikmetini işler
8
Hep işleri faikdır
Birbirine layıkdır
Neylerse muvafıkdır
Yaradan’ın her işi birbiri ile uyumlu ve hikmetlere dairdir. Bir hadiseyi var etti ise gerekliliği ve hayrı vardır. Bazen aklımız almaya bilir. Her olup bitene vakıf olamaya biliriz. Fakat her bir olay ve her bir yaratılmış, intizam ile düzen içindedir.
İşte bu anlayışın olgunluğa erişmesi için ruhumuzun iklimine itina göstermeli ve düşünmeye üşenmemeliyiz.
Kuruntular ve endişeler yerine, ibret ve hayret koy. Zira ne hale düşersen düş; gerçekleşen, senin için alternatiflerinden çok daha iyidir ve itirazın faydası yoktur.
9
Dilden gamı dur eyle
Rabbinle huzur eyle
Tefviz-i ümur eyle
10
Sen adli zulüm sanma
Teslim ol oda yanma
Sabr et sakın usanma
Her zaman; her söz ve fiilinde Allah ile beraber olduğuna emin ol. Ruhunu yorup incitecek ve duygu dünyanı tarumar edecek üzüntüler ve endişelerden kurtul.
Kaygıların ve korkuların yersizdir. İşlerini hayırlısıyla de; O’na havale et. Allah’ın her yapıp ettiği hayırlı sonuçlar saklar, fakat biz bu hikmetleri her zaman anlayamayız.
11
Deme şu niçin şöyle
Yerincedir ol öyle
Bak sonuna sabr eyle
12
Hiç kimseye hor bakma
İncitme gönül yıkma
Sen nefsine yan çıkma
Nefsine yan çıkma. O seni değil, ukbayı da değil, başka insanları da değil; ancak ve ancak kendini, keyfini ve şeytanla yaptığı iş birliğini düşünür, önceler…
Şu halde onu dinleyerek vereceğin kararlar sana cehennemi layık ederken; dünyanı da cehenneme çevirir. Nitekim nefsinin talepleri, ruhumuzun kötü tarafını temsil eder.
İnsanoğluna sakın ola hor bakma. Nefsinden aşağıda kimseye not verme. Yunus’ un dediği gibi nice merdaneler var, unutma…
13
Mü’min işi reng olmaz
Akıl huyu ceng olmaz
Arif dili teng olmaz
14
Hoş sabr-ı cemilimdir
Takdir-i kefilimdir
Allah kim vekilimdir
Vakıalar gerçekleştikçe sabır ve şükür ile karşılamayıp, şahsi menfaatini tesis için hile hurdaya tevessül etmek dehşet içinde kaybolmaktır. Müminden kimse zarar göremez zira onda fitne ve zulüm yoktur.
Aklı ve duyguları sağlıklı olan insan, bu yalan dünyanın işleri ile ne kendini nede başkalarını üzmez… Arif olmayı seçenler, zikir ve şükür ile ruhlarını besler ve süslerler. Dünya gailesi, elem ve kasavetiyle içlerini daraltmazlar… Allah vekil der; geçerler…
Mevla Görelim Neyler Neylerse Güzel Eyler
15
Her dilde Anın adı
Her canda Anın yadı
Her kuladır imdadı
16
Naçar kalıcak yerde
Nagah açar ol perde
Derman eder ol derde
Herkesin ve her şeyin bir tek Rabb’i Allah’tır. Herkes O’ndan diler ve O herkese yeter. O’na teslimiyet içerisinde müracaat et, imdat eder.
Allah’tan ümit kesilmez. Korkuya ve ye’se düşülmez. Zira O umulmadık zamanda ve beklenmeyen şekilde, hikmetlerle dolu yardımını yetiştirecektir. Doğru inanır doğru yönelir isen; dertlerine derman bulursun.
17
Her kuluna her anda
Geh kahr u geh ihsanda
Her anda O bir şanda
18
Geh mu’ti u geh mani’
Geh darr u gehi nafi’
Geh hafid u geh rafi’
Bu dünyada imtihan edilmek üzere bulunduğunu aklından çıkarma. Bu imtihanın cilveleri olarak Allah gâh güldürür, gâh ağlatır. Bazı insanlara harika zamanlar yaşatır, bazılarını öldürür.
O Yüce Yaradan yaratmaktan yorulmaz, yarattıklarının hikmetinden de sual olunmaz. Bazen nimetler vererek dener, bazen de onları geri alır öyle dener.
Zararlar ve faydalar yaşatır. Alçaklara düşürür, zirvelere yükseltir. İşin aslını ise ancak kendisi bilir. Bize düşen erdem içinde teslim olup tefekkür ile sabretmektir.
19
Geh bay ider geh miskin
Geh hurrem ü geh ğamgin
Geh şuh u gehi sengin
20
Geh ‘abdin ider arif
Geh eymen u geh haif
Her kalbi odır sarif
Allah insanların her haline hükmeder. Kimi cahil ve gafil olurken, kimi Arif ve Alim olur. Sen tefekkür ve ibadetten ayrılma.
Hepsi imtihanın tezahürleridir, doğru yolu bırakma. Nitekim bazı insanlara Aşkını nasip eder, bazısının kalbini korkuyla doldurur.
Kimi insanları çekilmez ve huysuz yapar. Kimilerine güzel huylar ve çekicilik verir.Bu şekilde insanları birbirlerine karşı sevdirir. Bunun için rıfk ve hilm halini huy edinmek ne güzeldir.
21
Geh kalbini boş eyler
Geh hulkını hoş eyler
Geh ‘ışkına duş eyler
22
Az ye az uyu az iç
Ten mezbelesinden geç
Dil gülşenine gel göç
İnsanların bazılarını şatafatlı ve süslü yapar Allah. Bazılarını ise sade tutar ve süslemez. Kimi insanlar renkli ve cıvıl cıvıl iken, diğerleri gamlı kederli olabilir.
Taş kalpli yapan odur kimi insanı. Kimini ise merhametli ve duyarlı yapar. Bazısını da kasavetli kılar. Hepsini yapan Allah’tır.
Nefsini terbiye edip doğru yolda tutmak için, az ye, az iç, az uyu ve az konuş. Böylelikle miskinlikten kurtulursun, sağlıklı olursun ve zihnin açılır. Her haline Rahmet saçılır. Gönül dünyanı bir gül bahçesine çevirmek istiyorsan, nefsin ile mücadeleyi bir an olsun terk etme.
23
Bu nas ile yorulma
Nefsinle dahi kalma
Kalbinden ırağ olma
24
Geçmişle geri kalma
Müstakbele hem dalma
Hal ile dahi olma
İnsanlarla gereksiz haşır neşir olup da kalbini ihmal etme. İnsanlara erdemli davran, kötüleri dost edinme, dostlarını da üzme. Hatta kendi nefsine de, boş işler için zaman ve efor ayırma. Terbiyesine çalış.
Tefekkür, zikir ve şükür ile meşgul ol. Allah’ın bu eşsiz feyz ve lezzetlerinin tadına var.
Zaman, insan ve olaylara takılıp kalma. Geçmiş için dertlenme, dua et. Gelecek için endişelenme tevekkül et. Bugün için de teslimiyet içinde huzurlu ol ve Allah’a yönel.
25
Her dem Anı zikr eyle
Zeyrekliği koy şöyle
Hayran-ı Hak ol söyle
26
Gel hayrete dal bir yol
Kendin unut Anı bul
Koy gafleti hazır ol
Miskinliği bırak. Her zaman gönlün Yaradan’ la olsun. O’na hayranlıkla bağlan ve de ki: Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.
Allah’ın görebildiğin tecellilerine hayret ve ibret ile bak ve düşün. Aklın hep kendinde olmasın. Bilakis hep O’nu anmakla meşgul olsun. Ve de gaflet halinde değil, uyanık ol ki bulasın, anlayasın.
27
Her sözde nasihat var
Her nesnede zinet var
Her işte ganimet var
28
Hep remz ü işarettir
Hep ğamz ü beşaretdir
Hep ayn-ı inayetdir
Her sözün faydalı taraflarını bul düşün, nice ibretler ve işaretler var. Her yaradılmış için eşyaya, evrene, insana ve olaylara iyi tarafından bak. Nice güzellikler var.
Sembolleri atlama, yakala. Sırlı işaretler ve imalar var, farkında ol. Mujdelere ulaşacaksın. İnayete varacaksın…
29
Her söyleyeni dinle
Ol söyleteni anla
Hoş eyle kabul canla
30
Bil elsine-i halkı
Aklam-ı Hak ey Hakki
Öğren edeb ü hulkı
Yaşadıklarını ve yaşanılanları fark et. Her bir yaratılmış kendi lisanıyla Allah’ın isim, sıfat ve fiillerini zikreder ve hatırlatır. Algılamak için zihnini çalıştır.
Söyleyene değil, Söyletene dön. Gördüğün, bildiğin öğrendiğin hiç bir şeyden gafil olma, kullan. Edep ve adaptan da uzak durma.
31
Vallahi güzel etmiş,
Billahi güzel etmiş,
Tallahi güzel etmiş,
Allah görelim netmiş,
Netmişse güzel etmiş…
Değerli okurum. Son kıt’ada gerçeklerin altını yeminlerle çiziyor Erzurumlu İbrahim Hakkı ve bitiriyor Tefviznamesini. Yukarıda Marifetname isimli şaheserinde neşrettiği dünya haritasını paylaştım. Daha ne bilimsel çalışmaları var…
Şiiri boyunca Allah’a nasıl inanılması gerektiğini naif bir dil ile anlatan tasavvufçu kimlik, 1700 ‘lü yıllarda çizdiği dünya haritası ile de bilim adamlığı kimliğini ortaya çıkarıyor.
Bu şekilde fen ve din bilimlerinin birlikte ne kadar büyük anlamlar ifade edeceğini gösteriyor. Tefekkür ederken, ayağımızı yere sağlam basıp, gönlümüzü özgür bıraktığımızda ne güzelliklere ulaşırız; ispat ediyor. Dikkatinizi çekmek istedim.
Ağzınıza sağlık hocam.