İş Dünyası

Sosyal Sorumluluk

Sosyal sorumluluk, birey veya çeşitli amaçlarla bir araya gelmiş insan topluluklarının; diğer insanlar, inançlar yada doğa için, doğru tutum ve davranışlar sergilemek, problem ve ihtiyaçların farkında olup, üstüne düşen fiiliyata uymak gibi tarif edilebilir.

Çeşitli amaçlarla bir araya gelmiş insan toplulukları derken; özel sektör firmaları, kamu kurumları ve STK’ları kastediyorum. Bunlar tekil olarak veya birlikte; ortak bir toplumsal fayda hedefi ile, sosyal sorumluluk projeleri üretir ve birlikte yaşamayı güzelleştirmek için faaliyetlerde bulunurlar yada bulunmalıdırlar..!

Nitekim kişiler veya özel ve kamu kurumları, kendi çıkarlarını koruyup yükseltme ve kendi hedeflerini gerçekleştirme gayesinde oldukları gibi; sosyal hayatın ve doğanın çıkarlarını da gözetmek, korumak ve desteklemek zorundadırlar.

Ben bu yazımda “şirketlerde sosyal sorumluluk” kavramını irdeleyeceğim.

Her insanda çeşitli duyarlılık seviyelerinde, bir sorumluluk duygusu vardır. Haliyle kurum ve kuruluşlarda da bir kültür halinde, az yada çok bu duygu durumu barındırılmaktadır. Bunların birey ve topluluk bazında ne derece davranışa dönüştüğü ise bir muamma…

Sosyal Sorumluluk Kapsamı

Bu kavram müspet anlamda ihtiyaçların tespiti ve giderilmesine yöneliktir. Dolayısıyla bu faaliyetlerde “etik” vazgeçilmez bir şarttır. Sonuç olarak hedeflenen, toplumsal fayda sağlanmasıdır.

İhtiyaçların ve sorunların giderilmesine yönelik bu faaliyetler altında kar amacı veya kişisel çıkar güdülemez. Bireyler, sivil toplum, kamu kuruluşları ve şirketler, bu insancıl faaliyetler içerisinde yer alır; projeler yapar ve uygularlar.

Tek bir kişi veya bir grup insan, aşağıda sıralayacağım ana başlıklar ile ilgili duyarlı ve pozitif katkıda bulunmak için çaba sarf eder ise, bundan tüm insanlık adına kolektif faydalar doğururuz.

  • İnsani ihtiyaçlar,
  • Kültürel sorunlar,
  • Ekonomik beklentiler,
  • Çevresel problemler,

Günümüzde bu tip çalışmalar her şirket için vazgeçilmezdir. Zira toplumsal ihtiyaçlar da, bilinç seviyesi de yükselmiş ve firmaları bu alana doğru sürüklemektedir.

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine benzer şekilde Prof. Dr. Levent Şahin hocamız da konuyu aşağıdaki gibi detaylandırmıştır:

Prof. Dr. Levent Şahin

Aşağıdan yukarıya doğru kısaca bakarsak:

  1. Ekonomik Sorumluluklar : Karlı olmalıyız, katma değer sağlamalıyız. Bu yolla elde edeceğimiz tasarruflar, bizi güçlü kılacaktır. Nitekim bu alan, diğerlerinin üstüne bina edileceği en önemli basamaktır.
  2. Yasal Sorumluluklar : Kanunlara uymalıyız. Zira kanunlar toplumsal kuralların düzene konulmuş yazılı ve yaptırım sahibi halidir. “Ben yaptım oldu” olmaz, kurallarına göre oynamalıyız.
  3. Etik Sorumluluklar : Hayatımızın ahlaki yönü tam ve sarsılmaz prensiplerle tahkim edilmiş olmalıdır. Şirket prensiplerimiz ve çalışma felsefemiz bu meyanda bina edilmelidir. Doğru, dürüst, adil ve zarar vermekten kaçınan, vicdani muhasebemiz ile karar alan bir yapımız olmalıdır.
  4. Hayırseverlik Sorumlulukları : Topluma kaynak aktarmaktan kaçınmamalıyız. Sosyal hayatın kalitesini yükseltmeye ve birey ve topluma faydalı olmak için maddi ve manevi güçlerimizi kullanmaya niyetli olmalıyız.

Doğrusu fertler, şirketler ve devlet hep beraber farkında olsa, dünya daha yaşanası bir hal alacaktır.

Şirketler İçin Uygulamalar

Bütün iyiliklerin, hayır severliğin ve faydalı projelerin, kendi çevremizden başlayarak genişleyen halkalar halinde, ulaşılabilecek en geniş kitlelere doğru yaymamız bir düsturdur.

Hepimiz bu dünyada konar geçer yolcularız. Bu yolculukta ihtiyaç sahiplerine ulaşmak, sosyal ve ekonomik dertlere derman olmak ne kıymetli bir yol arkadaşı olacaktır.

Bu vesile ile şirketler öncelikle çalışanlarından başlamak durumundadır. Faaliyetlerin bir sırası veya bir prototip uygulaması yoktur.

Fayda sağlaması muhtemel konuları sıralayayım;

  • Maddi ihtiyaçlı insanların, ekonomik olarak desteklenmeleri veya kendi kazançlarını sağlamalarına yönelik, yol gösterici ve fon sağlayıcı faaliyetler.
  • Hastalıklara duçar olan insanların, ilaç veya medikal ihtiyaçlarının karşılanması, ulaşamayacakları tıbbi imkanların sağlanması ve psikolojik destekler.
  • Yaşlıların ihtiyaçlarının giderilmesi, rahat ve huzurlarının temini, tedavi süreçlerine destekler, moral motivasyon sağlayıcı faaliyetler. Hayat ile bağlarının kopmasını engelleyici aktiviteler.
  • Çocukların eğitim-öğretim çabalarına maddi destekler. Ulaşamayacakları içerik sağlayıcılar ile bağlantılar. Uluslararası kazanımlar edinmelerine yönelik ilişkiler. Akademik öğretim dışında kalan eğitim faaliyetlerine kavuşmaları yolunda kolaylıklar.
  • Engelli insanlarımızın hayata tutunmaları için sağlamak zorunda olduğumuz hizmetler. Onlara özel eğitim, öğretim, kurs ve meslek edindirme faaliyetleri. Tedavi imkanlarına veya yüksek teknoloji cihazlara erişimlerinin sağlanması. Öz güven kazanmaları ve değerli hissetmeleri için çabalar.
  • Sanat, spor ve meslek dallarından unutulmaya yüz tutmuş olanların canlandırılması. Erbablarının ihya edilmesi. Konuya ilgiyi arttırıp uyandıracak uygulamalar.
  • Çevrenin kirletilmemesi veya temizlenmesine yönelik faaliyetler. Orman ve diğer bitkilendirme çalışmaları. Deniz ve diğer doğal su kaynaklarının, havanın ve toprağın korunması, rehabilitasyonu. Bu konuda bilinç kazandırma faaliyetleri.
  • Doğal beslenme ve doğal tarımı destekleme aktiviteleri. Sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak üzerine yaşam tarzlarının geliştirilmesi. Beslenmeyle ilintili hastalıklar hakkında farkındalık doğurulması.
  • Ülkemizin ve milletimizin doğal, tarihi veya kültürel anlamda hem kendi insanımıza ve hemde uluslar arası arenada tanıtılması. Özünden kopmamış, emperyal baskı altında ezilmemiş nesiller için faaliyetler.
  • Dünya halkları arasında barış ve kardeşliğin yaygınlaştırılarak sosyal birlikteliğin sağlanması. Savaş, cahillik, yokluk ve kıtlıkla mücadele edilmesi.

Daha aklıma gelmeyen bir sürü sorunlar var yaşamımızda. İnsan olarak, başka insanların ve diğer canlıların dertleri ile dertlenmek gerekir. Bu konuda “ben ne yapabilirim ki?” diye düşünmeyin sakın. Bir deniz yıldızını kurtarır, binlercesini işaret eden adamı da derinden bir süzerek;”Bak o kurtuldu dersiniz !”

Nasıl Başlamalı?

Değerli yönetici kardeşim. Sosyal sorumluluk çalışmalarında esas olan gönüllülük kavramıdır. Şirket kabiliyetlerinizi analiz edip, hangi alan yada alanlarda projeler başlatacağınıza çalıştıktan sonra, sıra bu gönüllüler ordusunu oluşturmaya gelir.

Bu projelerin her biri, çeşitli yönleri ile hayırseverlik faaliyetleridir. İnsanlar bu faaliyetler içerisinde yer almak isteyeceklerdir. Velev ki yeterince motive edilsinler.

Zira şirket sahipleriniz küçük maliyetlere göğüs gererken; kadrolarınız ise zaman, emek, ilişki ve fikirleri ile proje çerçevesinde fedakarlıklara katlanacaklardır. Sosyal sorumluluk hayırseverlik ile benzer ama aynı şey değildir.

Evvela projenizi ve faydalarını detaylıca bütün şirkete ilan edin, anlatın. Mümkün olur ise yazılı broşürler bastır

malıyız. Varsa internet sitenizde konuya yer ayırın. Sosyal medya hesaplarınızda işleyin. Bu konuda kapınızı her çalanı kesinlikle dinleyin.

Projenizin tutmasını dikey hiyerarşi içerisinde, emirler yağdırarak sağlayamazsınız. Bütün ekibinizi konunun önemine ve sonuçlarının faydasına inandırın. Bu bir halkla ilişkiler çabası olacaktır.

Harekete geçmeden önce şirket içerisinde oluşturduğunuz pozitif kamuoyunu, şirket çıkar çevrelerine de planlı olarak yayın. Tedarikçileriniz ve müşterilerinizi de ellerini taşın altına koyacak şekilde bilgilendirin. Alaka gösterenlerin onure edilmesini sağlayın.

Sosyal sorumluluk projenizle ilgili, Valilik, Belediye Başkanlığı, Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve benzer kurum ve kuruluşlarla işbirliği veya destek bulmak üzere iletişime geçin. Resmi izne tabi faaliyetleriniz olacak ise bu sırada onları da aradan çıkarırsınız.

Sosyal Sorumluluk Faaliyetlerinin Ticari Karşılığı Var mıdır?

Vardır efendim ama gayemiz bu olmamalıdır. Günümüzde insanlar öyle kısır çıkmazlara yuvarlanıyorlar ki; kişisel yada kurumsal bir duyarlılık örneğine rastladığında insanlar bundan çok etkileniyorlar.

Bu etki dolaylı olarak iş kolunuzda dikkat çekmeyi, rakiplerinize fark atmayı ve ürün ve/veya hizmetlerinizin daha çok tercih edilmesini sağlayacaktır.

Lakin dengeli olmak şarttır. Aksi halde tam tersi bir sonuçla karşılaşmak gayet mümkündür. Burada halkla ilişkilerden sorumlu kişi veya departmana büyük roller düşmektedir.

Yapılan sosyal sorumluluk projesinin ticari maksat içermediği herkesçe benimsenmeli, halkla ilişkiler çabaları ancak projeyi tanıtma içeriğine sahip olmalıdır. Aksi halde ne proje amacına ulaşır nede firmanıza bir katkısı gerçekleşir.

Bu projeler sayesinde gerek direk faydalanan, gerekse projelerde aktif rol alan, hatta sadece varlığından ve süreçlerinden haberdar olan çalışanlarımız da üstün bir sadakat sağlanacaktır. Bu durum verimlilik ve sürdürülebilirlik anlamında şirketimizi güçlendirecektir.

Öte yandan bütün çıkar grupları nezdinde şirketimizin değeri artacak ve ticari bağlar kolayca güçlenecektir. Bu durum hem tedarikçilerimiz ve hem de müşterilerimiz açısından güven içinde ve uzun soluklu ilişkiler demektir. Haliyle ürettiğimiz katma değer artacaktır.

Şirketlerde sosyal sorumluluk denildiği zaman kanuni zorlamalar kast edilmiyor. Şirketin kendi iradesi ile giriştiği, gönüllülük esasına dayalı olarak icra edilen faaliyetleri anlatmak istiyoruz…

Haliyle bu insani duruş, şirketlerin itibarını yükseltirken, onların tüzel kişilikleri ile edindikleri hükmi vatandaşlıklarını da değerli kılacaktır. Sevilen saygı duyulan insanlar gibi, bu değerlere tüzel kişilikleri ile sahip olan şirketler de vardır.

Sosyal Sorumluluk Projesinin İyisi Kötüsü Olur mu?

Olur kardeşim. Bir çok ziyan olmuş projeler, tamamlanamamış, uygulanamamış, yahut sonuçları ön görülemeyip zarar vermiş projeler vardır.

İyi bir sosyal sorumluluk projesi için bazı temel ihtiyaçları ve dikkat edilmesi gereken noktaları yukarıda anlatmıştım. Şimdi biraz detay yapalım:

Bir şirket için sosyal sorumluluk projesi, hedef belirleyerek ortaya çıkmalı ve bu hedef toplumun bir derdine derman olmayı şiar edinmelidir.

Bu proje hedefine ulaşmak için, şirketimiz ne gibi maliyetlere hangi sürelerde katlanmak zorunda hesap etmeliyiz. Yani projenin bir zaman çizelgesi ve bir de bütçe planı hazır olmalıdır.

Projemiz toplumsal realitenin dışına taşmamalıdır. Gayemiz ulaşılabilir olmalı, insanları daha baştan umutsuzluğa sürüklememelidir.

Ayrıca girişeceğimiz faaliyetler şirket vizyonu ve temel değerleri ile çakışacak içerikler barındırmamalıdır.

İyi bir sosyal sorumluluk çalışması sürdürülebilir olmalı ve aynı zamanda çeşitli toplumsal katmanlar için yaygın hale gelecek özellikler barındırmalıdır.

Bu şekilde çeşitli katılımcılarla büyüyüp destek bulması kolay olacak, uygulanması ve hedeflerine ulaşması daha kolay olacak, beklenenin üzerinde fayda doğuracaktır.

Her faaliyetimizde hesap verebilirlik ve ibra edile bilirlik esaslarını işliyoruz. Proje yönetiminde de gayet şeffaf, denetime açık bir sistem sahibi olmalıyız.

Sonuç Olarak

Sosyal sorumluluk hem bireyler ve hem de kurumlar özelinde toplumsal sorunların fark edilebilmesi ve giderilmesi için yollar aranmasını sağlar.

Hızla tükettiğimiz ömrümüzün ve paralelinde hızla yaşlanmakta olan dünyamızın kadrini bilmemize yardımcı olur.

Kendimizi bilmek bizlerin hayatlarını nasıl anlamlı kılıyorsa, başkalarının hallerini bilmek de bir o kadar insani melekemizi arttırır.

Bu duyarlılığımızı bilen, paylaşan kurum ve şirketlerin ve varlığı kendimizi güvende hissetmemizi sağlar.

Esasında şirketler için sosyal sorumluluk çabaları bir lütuftan ziyade görevdir. Nitekim iş yaptıkları ortamda beraber oldukları insan ve çevre koşullarını iyileştirmek ve paylaştıkları dünyaya hizmet etmek durumundadırlar.

Beraber yaşama kültürü bu ödevi gerektirir. Şirketler de insanlar gibi kendilerine, çalışanlarına, başka insanlara ve çevreye karşı mesuliyet taşımalıdırlar.

Kişisel gelişim için bu konular da aktif olmanızı tavsiye ederim…

Sizinde fikrinizi almak isterim