Yılbaşı esasen Hristiyanlıktan önce de kutlanıyordu. Roma İmparatoru Sezar, MÖ 40 yıllarında güneşe göre düzenlenen Julyen takvimini kullanıyordu.
Geçmiş ve geleceğe dönük olan Roma tanrısı Janus’un diğer temsili de ocaktı. Sezar, bu tanrı onuruna, ocak ayının ilk gününü, yılın ilk günü kabul etmiş ve şenliklerle kutluyordu.
Yılbaşı başka bir şey, noel bambaşka bir şey. Tabi Hristiyanlar için noelin sonu, yılbaşı kutlamalarına dayanıyor. Müslümanlar noelle, paskalyayla veya diğer yortularla ilgilenmeyip, yeni yılın gelişini kutluyorlar kanımca..! Ama…!
Ben başka bir zaviyeden bakmak istiyorum. Yeni bir yılın başı veya yaşanılan yılın sonu kutlanılabilir, keyifli bir hadise mi? Aksine koca bir yılın bittiğine işaret eden hüzünlü bir gece mi? Hristiyanlar da kutlamamalı, oturup yaşadıkları ve bu gece tükenecek olan yılı, muhasebe ederek üzülmeliler bence.
Bir yılbaşı, önceki yılın sonu demek ömürden gitti bir yıl daha… Birileri yıl başı dedikçe hüzün hissediyorum ben. İçim acıyor, titriyor yüreğim. Kaç yılım kaldı diye kaygılanıyorum…
Mevcut yılın sonuna, yeni yılın başı diyoruz ya! Bitmekte olan senenin ziyan olduğunu düşünerek; keşkelerle dolu bir maziye dönüştüğünü gördükçe kaygılanıyorum.
Yazık diyorum, yazık ettim. Hakkını veremedim, geçti gitti işte ve bu seneden, hayatım boyunca bir tane vardı. Tek bir tane 2019 yılım vardı, o da bu gece tükendi….
Yılbaşı ve Zaman
Zaman tanımı ve tarifi yapılamamış izafi bir kavram. Biz onu saat, gün, ay, yıl gibi bölümlere ayırarak, kendimiz için ölçü birimleri icat etmişiz. Yılbaşı veya ay sonu yada bir saat; biz insanların teorik matematiğinden ibaret. Realite değil.
Bazen göz yaşı ile hatırlayıp üzüldüğümüz yıllar vardır mazide. Tabi üzülünen şey, o zaman diliminde yaşanılan güzel şeylerin geçmişte kalması veya yaşanmaması gerekenlerin nedameti oluyor.
“Bir yıl” deyip geçmeyin. Az bulunur bir değerdir. Tüm ömrü hayatımızda bu yıllardan 60-70 tane var zaten..! Yıl başı bu gece kutlanacak ve yeni bir yıla girilecek… İronik bir hal. Tam insanoğlunun rasyonel olmayışına delil olan global bir delilik yahu..!
Doğum günü kutlamaları da aynı mantıkla burkmuştur içimi hep. Muhtemelen bu hissiyat, orta yaşa varıldığında oluşuyor. Bilmem , kimilerinde oluşmuyor. Hayatın sonsuz olduğuna inanmış gidiyor insanlar. Yahu bir sonu var bu dünya hayatının..! Nasıl tükettiğimize dikkat etmeliyiz.
Doğum günümde yazdığım Mutluluğun Şifreleri isimli yazıda bahsetmiştim. Yeni bir yaşa girmek üzülünecek bir şey değil mi.!? Sevinmeli miyiz yoksa.!? Kutlamalar falan.!? Sonu yok mu? Sayılı değil mi günlerimiz? Böyle mi inanıyoruz… kimi kandırıyoruz..! Kendimizi…
Yahu elimizde kısıtlı miktarda bulunan bir değer azalıyor… Neyi kutluyoruz Allah aşkına..! Azala azala bitecek… Yas tutmalıyız yıl sonlarında… Çocukluğumdan beri bulamadım bu sorunun cevabını… Biri bana anlatsın. Herkes kendisinden emin de; bir ben mi kaygılıyım ölüm ve ötesi için..?
Hadi yirmili yaşların sonlarına kadar anlıyorum. Onlar genç, ölüm yok sanıyorlar..! Ya otuzlu kırklı yaştaki hatta daha ileri yaşta, ölüme ramak kala: “yaşasın ölüme daha da yaklaştık” diye kutlama yapılır mı..? Biri çıksın izah etsin bana yav!!!
Bunlar cennet ehli herhalde..! ” Ölelim de bir an önce, Allah’ın ikramlarına vuslat edelim” diye kutlama yapıyorlar… Öyle ya! Biz günahkarlar da korkuyor, utanıyor ve çekiniyoruz… Ölümden sonrası için… Babamın vefatı için yazdığım yazıdaki gibi… “Ölüm güzel şey”
Yılbaşı İçin İslami Karşı Koyuş
Değerli okuyucum. İslami çevreler yılbaşı kutlamalarına karşı çıkıyorlar. Haklılar da…
Fakat argüman yanlış. “Müslüman yılbaşı kutlamaz” E evet de; müslüman yalan da söylemez. Müslüman haksızlık da yapmaz. Müslüman ibadetini de kaçırmaz. Müslüman kabalık da yapmaz…
Hz. İsa’nın doğumunu kutluyormuş Hristiyanlar. Yalan yahu inanmayın bunlara… Onlar kapitalist ve emperyalist dünyanın tuzağına düşmüş, çırpınıyorlar. Ne yaptıklarının farkında değiller…
Biz düşmeyelim, hepsi bu. Yoksa Hz. İsa’nın doğum gününü bilsek kutlarız ne var ki bunda. Yanlış olan bu değil. Efendimizin Mevlid kandilini kutlamıyor muyuz?
Biz onlara benzemeyelim. Yav benzemeyelim de, neden, nasıl… Anlatın… Alternatif yıl başı kutlamaları… İslami içerik falan… Hayır arkadaş hayır… Yarışmaya ve egale etmeye çalışmayın. Güzide dinimiz İslam’ın böyle bir yarışmaya ihtiyacı yok. İnsanı ve dünyadaki sınırlı ve kısacık zamanını ve bu zamanda nasıl bir yolculuk geçirmesi gerektiğini anlatın yeter…
Zaman Yok, Zaman Kısa
Herkes için inanç hürriyeti esastır ve mübarek dinimiz tarafından bu özgürlük tanınmış, teminat altına alınmıştır.
“Yeni yılın hayırlarla gelsin” dilekleriyle yapılmış bir kutlamada da hiçbir beyis yoktur. Yeni yıla dualarla girmek ne güzel olurdu… Burada rahatsız olduğumuz şey onlara benzemekten ziyade, kutlamaların içeriği olmalıdır.
Alkol, zina, serkeşlik ve serserilik… Bunlar yılbaşı içinde, yıl içi içinde, her zaman için günah ve ayıptır. Bunun üstünde duralım. Biz onlara benzemeyeceğiz diye bütün bu aşırılıkları, yılbaşından iki gün sonra yapsak tamam mı yani, sorun yok mu.!?
Mesele Hz. İsa’nın doğum günü değildir. Emperyalist dünyanın bütün insanlık olarak üzerimizde kurduğu amansız baskı ve yönlendirmedir.
Bununla savaşın. İnsanın bu fani dünyadaki mini mini ömründen ve asli saadetten bahsedin… Dünyanın sonu için sayılı günümüz kaldığından ve tefviznamede ki; “Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler” mısralarından bahsedin….
Yeni Umutlar
Değerli okuyucum. Yeni umutlar için her gün yeni bir dua zamanıdır. Yılbaşını beklemeyin… Yılbaşı gecesi bence, geçen senenin iç muhasebesi ve gelecek senenin planlanması ile geçirilebilecek iyi bir zamandır. Ertesi gün de tatil ya! O açıdan..!
Dünya nimetleri veya ahiret saadeti için her an bir tefekkür ve tevekkül zamanıdır. Yeni yıla iyi bir başlangıç için dua edin. Fiili dua edin. Yaşlıları, çocukları sevindirin. Eşinizin, çocuklarınızın da size katılarak bu farklı yıl başı etkinliğinden keyif almalarını sağlayın.
Yeni bir yıla günah işleyerek girmeyin. Emperyalist dünya sizden insan onuruna yakışmayan bir giriş bekliyor. Boyun eğmeyin. İnsan olma şerefine yakışır yollar seçin.
Hicri yılbaşı da bu sene 20 Ağustos 2020 Perşembe günü olacak. Ne fark eder ki..! Her gün Allah’ın bize dünyada tanıdığı zamanın bir parçası. Ve unutmayın ki; ömrünüzde her günden bir tane var…
Sonuç
Zaman izafi bir kavramdır. Her insanın yaşadığı bir yıl, bir diğerine eşit uzunlukta değildir. Senelerimizin içlerini iyice dolduralım. Bizim 2020 senemiz uzun olsun herkesten…
Zamanı nasıl kullandığınıza dikkat ediniz, zira sonsuz değildir. Hatta en kısıtlı değerimiz zamandır… Allah hayırlı ve uzun seneler nasip etsin hepimize…
Yılbaşı ise geçmiş yılların zayi oluşuna yas gerektirir. Dünyadaki hayatımızın azaldığına işaret eder, üzüntü gerektirir. Anlamsız bir keyif değil… Çılgınca eğlenceler hiç değil…
Öte yandan türküde dediği gibi “al benide yanına ne hasretlik çekersin” dediğimiz, sevdiklerimiz de göçtü, göçüyor ötelere değil mi?
Şu yılbaşı hallerimize gülüyorlardır öte aleme uğurladığımız sevdiklerimiz… Öyle ya! Bir an sürecek yanlarına varmamız. Ne kutluyordunuz diye sorulduğunda; cevap bulamayacağız vermeye… Dedim ya ironik..!
Rabb’im yeni yılınızı hayırlara vesile kılsın; mutlu yıllar…
Yazıyı tek solukta okudum ve içeriğinden çok şey aldım geçen zamana üzülmek yada sevinmek yeni yıllara yada doğum günlerine anlam yüklemek gerekmez insan sosyal bir varlıktır ve günümüz yanlızlığına itilen insan fırsat değerlendirip sosyalleşmek ister sanırım bu günleri kutlamalarının nedeni bu olsa gerek çünkü gelişen zamanla bencilleşen insan kapı komşusunu bile düşünmezken ailesi hariç hiç bir insanı önemsemezken suçlu sanırım yılbaşı değil bizi sitematik değerlerimizden âdetlerimizden ve törelerimizden uzaklaştıran tüm sistemlerdir (dini acıdan duyarlı insanlar da dahil )
İlginiz için teşekkür ederim. Haklısınız yalnızlığımız, sosyal yaşamımız ve teknoloji ile hızlanan iş hayatımız da hem kendimize ve hem de çevremize ayırmamız gereken zaman, efor ve itinayı altüst ediyor… Bu durum daha çok hata yapmaya sürüklüyor bizleri belki de…
Yılbaşı ve kutlamalar üzerinden oluşan polemik çok can sıkıcı. İslami görüş açısından bakılsa bile, bu değerlendirmenin öncesinde Peygamberimiz’ in hoşgörüsü ve tebliğ yaptıklarına hatta kendi batılında inat edenlere gösterdiği tavırlı rehber almak lazım. Tahrip kolay inşaa zor. Kaldı ki sizin de yazdığınız gibi asli o kadar vazifemiz var ki.. Ayrıştırma değil kucaklama ve bütünleşme murad etmeli her görüş sahibi.
Yeni bir yıl umuttur, heyecandır, beklentidir…
Yeni bir yol aslında ömürden giden koca bir zamandır ve önümüzdeki de muammadır. Aslında kendini çek edip toparlanma içim belki ee köprüden önce son çıkıştır.
Her haliyle hep beraber yaşayacağız, hayırlara mutluluklara vesile güzellikler olsun inşallah.
Amin… Gayet güzel özetlemişsiniz, teşekkürler ederim…
Yeni bir yıla baktığımız gibi, her yeni ay, hafta yada gün dahi yeni umutlara, planlara, güzelliklere başlamak için bir vesile olmalıdır.
Allah hepimize hayırlı kılsın…