Yaşam

Devlet-i Ebed Müddet

Devlet-i ebed müddet isimli bu yazımı; şanlı Türk Ordusuna ithaf ederim.

Türk milleti, tarih yazılmaya başladığından beri, dünya sahnesinde bulunmuştur. Hatta tarihçiler dünya tarihini yaza bilmek için, Türk tarihini incelemek zorunda kaldılar. Nitekim insanlık tarihine yön veren bir millettir, bu necip millet.

Dedim ya! kadim bir millet olan Türkler en baştan beri, medeniyetler tarihi, bilim tarihi, savaş tarihi, dinler tarihi vs. nereye bakarsanız bakın, oraya derin izler bıraka gelmiştir. Dünya var oldukça Türk Devletlerinin de varlığı devam edecektir. İşte devlet-i ebed müddet kavramı bunu ifade eder.

Bu derin kavram ile anlaşılması gereken, Milletimizin tarih başladığında orada hazır bulunduğu ve dünyanın sonuna kadar da, devletleri ile bu sahnede bulunacağı inancıdır ve gerçekliğidir.

Bu inanç ile bir çok devletler kurdu Türkler. Hanedanlar değişti, yönetimler düştü, fetret devirleri yaşandı. Dünya halden hale girdi, Türk milleti her defasında yeni devletler kurarak yoluna devam etti.

Atatürk’ün “Türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözüyle anlatmak istediği, devlet-i ebed müddet değil miydi?

Nihal Atsız; “Türkiye cumhuriyeti gökten zembille inmemiştir. Osmanlı imparatorluğu’nun devamıdır.” tespiti ile konunun altını çizerken şöyle devam etmiştir. “……… yani biz, biri yıkılıp biri kurulan ayrı ayrı devletlerin değil, bir bütün halinde sürüp gelen, bir devletin milletiyiz.”

Beka meselesi

Demek oluyor ki, bu kavram devletin bekasını işaret ediyor. Türk devletlerini yönetenlerin de, en büyük vazifeleri, bekanın sağlanması ve sürdürülebilir kılınması olmalıdır.

Bizler millet olarak, bir beka meselesine rast geldiğimizde, birden bire değişiriz. Hele bu bir savaş hali ise; İşi gücü terk eder, çoluk çocuğu terk eder, zevki sefayı terk eder; önce ben şehit olayım diye koşarız.

Bu, vatan millet hassasiyeti ve kahramanlık arzusu diğer milletlerde çok rastlanır bir hal değildir. Bu sebeple olsa gerek biz kendimize ve dünya bize asker millet der…

Bakın büyük fikir insanı ne güzel özetlemiş halimizi, ahvalimizi:

Her halde tarih boyunca pek büyük hamleler yapan, çok yüksek bir idare kabiliyetine, pek ulvi bir adalete sahip, teşkilatlı ve velûd bir milletin, miskin ve atıl oturması mümkün değildir. Ve yine herhalde kavim olarak tarihen söyleyecek sözümüz, yapacak işimiz vardır. Büyük düşünen, inanan, büyük heyecanlar duyan milletler büyük olabilirler.

Yahya Kemal Beyatlı (Ahmed Agah)

Türk milleti kurduğu devletlerle, tarih boyunca hedef olmuş ve dünya devletlerinin yıkmak için uğraştığı tabuları haline gelmiştir. Fakat güçlü ordusu ve basiretli devlet adamları ile her daim ayakta kalmayı başarmıştır.

Türk silahlı kuvvetlerinin gücü

Bu güzide millet, sanatla, bilimle uğraşmış, insanlığa faydalı olmak için hep ön saflarda yer tutmuştur. Fakat ordusunu hiç bir zaman göz ardı etmemiştir. Bizler askerimizi, polisimizi severiz, çok severiz.

Neden her zaman ordusu güçlüdür biliyor musunuz? Çünkü nesiller boyu savaşmak zorunda kalan Türk milletinin, savaş sanatına hakim büyük komutanları vardır. Bu komuta kademesi nesilden nesile daha da güçlenerek ordumuzun başındadır.

Silahlı kuvvetlerin kuvvetini oluşturan ikinci değer ise civanmert mehmetlerdir. Düğüne gider gibi savaşa giden o delikanlı vatan evlatları. Rabb’im hepsini korusun.

Türk askeri asildir. Yaralı düşmanını sırtında hastaneye götürür. Çiçek koparmayacak kadar merhametlidir. Düşmanının olsa da, bir harama el uzatmaz. Gözü pektir. Uslanmaz bir savaşçıdır. Lakin Hakkı hakkaniyeti unutmaz. Aman dileyene zarar vermez. Yenilgiye uğrattığı milletlerin askerlerini dahi hor görmez. İtaat ve cesaretini güzel ahlakıyla birleştirmiştir Türk askeri.

Bu millet ve onun ordusu ve o ordunun kumandanları övülmüştür herkes tarafından ve her zaman. Ama biri var ki; o övgü cihana değer. Kainatların şerefine yaratıldığı büyük insan, Hz. Muhammed (S.A.V.). Daha büyük övgü olamaz ki!

Türk ordusu tarih boyunca kazandığı savaşlar sonrası, zafer sarhoşluğu şöyle dursun, bir de yendiği milletlere medeniyet taşımıştır. O yenik milletlere, yemeği içmeyi, üretmeyi ; sanatı, tarımı, temizliği; ahde vefayı, dürüstlüğü, sevmeyi taşımış öğretmiştir.

İnsanlığı hiçbir hal ve şartta terk etmeyen yüce milletime minnettarım. İnsanlığa her hal ve şartta faydalı olmaya çalışan milletime hayranım.

Bunu kafatasçı bir yaklaşım sanmayasın değerli okurum. İnsanın insana üstünlüğü ancak insanlık değerleriyle olur elbet. Lakin milletler arenasında koca bir geçmişin şehadetinde ve çok çeşitli yönleri ile alnımızı ak, yüreğimizi ferah tutan milletimi seviyorum.

Dün saat 16 da, devletimiz bir askeri operasyon başlattı. Stratejik ve dünya konjonktürü açısından riskler barındıran, fakat kaçınılmaz gerekliliği olan bu operasyonda, Allah askerimizi korusun. Hayırlı zaferlerle evlerine dönmelerini nasip etsin. Devletimizin de bu manevrayla hedeflediği sonuçları almasını nasip etsin.

Cevap yok.

Sizinde fikrinizi almak isterim