Yaşam

Düşünmeye Üşenme

Delikanlı zamanlarımda Karadeniz’e, yakın bir arkadaşımı ziyarete gitmiştim. Değerli dostumun babası, bizlere nasihat verdi uzun uzun. Karadenizli ağzı, o kadar hoş gelirdi ki bana. Kıymetli tembihleri Anadolu insanını ispat edercesine mana yüklü ve samimiydi. En sonunda gözlerimin içine bakıp; “düşünmeye üşenme evlat” dedi ve ekledi, “düşünmeye üşenme, benim sözümdür ha..! “

Başlığı amcadan alınca, anmadan geçemedim. Düşünmek insanın, insan olduğunun delilidir. Var olduğunun da… Aristoteles:

İnsan düşünen hayvandır.

Aristoteles

Diyerek en kaba şekliyle ifade etmiş gerçeği. Düşünce ve duygular bizi diğer canlılardan ayırır. Tabi ki bu durum sorumluluklarımızı da arttırır. Düşünmeye üşenme! Gereğini yapmaktan da asla vaz geçme!

Üşenmek, tembellik ve miskinlik ise insanca hatalar… Herkesin bildiğini tekrar aktarayım:

Düşünüyorum, o halde varım.

Rene Descartes

Bu söz kulağıma küpe oldu. Tefekkür ise yoldaşım. Hakkıyla başarmış ve gereklerini idrak ederek yaşamış bir insan olma iddiasında değilim. Keşke olabilsem. Sadece bu yola iştiyakım var…

Nitekim İslam’da bütün öğretilerin temeli, emirlerin başı, düşün, tefekkür et şeklindedir. Nice Ayet ve Hadisler ile düşünmek zaruri kılınmıştır. Aklıma gelen bir örneği aktarayım

Rabb’im bana sükutumun tefekkür olmasını emretti. (ben de size tavsiye ediyorum.)

 İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, XVI, 252, hadis no: 5838.

İnsan etrafında ki vakıa, eşya ve diğer insanları hissederek ve fark ederek yaşamak durumundadır. Tabi bu algının hassasiyeti ve derinliği, o insanın bilgi, tecrübe ve duyarlılık seviyesine göre değişiklik gösterecektir. Sıfır olamaz ama hiçbir şekilde.

Düşünmeye Üşenme, Zihnini Berrak Tut

Olgunluk; düşünmek ve başkalarının düşüncelerini de anlayıp, saygı duymakla kaim olur. Bunun için de, berrak bir zihin ve bakış açısı gerekecektir.

Bu berraklık ise, fazilet ve sükunet ile mümkündür. Kötülük ve kötülerden uzak durmak; ruhumuzu doğru gıdalarla doyurmak, hislerimizi ve fikir dünyamızı buğu ve sisten kurtaracaktır.

Düşünememek insan için sonun başlangıcıdır. Siz siz olun; hangi hal karşısında bulunursanız bulunun, beyninize ve ruhunuza bir dinginlik sağlayıp tefekküre dalın. Sakın ola düşünemiyorum tuzağına düşmeyin.

Düşünemiyorsak doğru kararlar alamaz ve doğru davranamayız. Düşüncesizlik bizi nedamete düşürecek hatalara sevk eder. Pişman oluruz. Bulanık bir zihin ve gönül dünyası, aşağıdaki haller sebebiyle bizi düşünemez hale getirir. Bu da reel ve insani varlığımızı tehdit eder.

  • Geçmişteki olayları kabullenip kapatamamak.
  • Geçmiş ve bugün kişilerine takılıp kalmak.
  • Kararsızlık ve tutarsızlık.
  • İhtiras ve inat.
  • Hırs ve haset.
  • Adil ve hoş görülü olamamak.
  • Yersiz korku ve kaygılar.
  • Kompleksler ve kin.
  • Egoizm, narsisizm.
  • Ahlaksızlık ve suç.
  • Merhametsizlik ve duyarsızlık.

Düşünmek Nedir?

Hep adetim olduğu üzere, yazılarıma başlarken, bahsedeceğim konuyu bir tarif eder tanımlarım. Bugün atladım. Düşünmeye üşenme derken; düşünmek nedir? sorusunu elbet cevaplamak gerekir.

Hep söylüyorum ya! Kavramları kelimelerle telaffuz edip tanımak çok önemlidir. Tarifini ve anlamını bilmeliyiz. Bol bol cümle içinde kullanırız. Konuyu biliyorum zannederken, sınavda çuvallayan talebeler gibi. Bu hal cahilliktir. Vazgeçmezsek Hayatımız ve sonumuz viran olacaktır.

Konuşurken yada iddia ederken kullandığımız bir çok kavramın anlamını bilmediğimizden, ruhumuzda yaşayamıyor, fakat ağzımızdan düşürmüyoruz. Bu da bir çeşit kandırmaca ve riya halidir. sakınmalıyız.

Zihnimiz doğru yada yanlış konularla devamlı meşguldür. Eşyalar, İnsanlar, vakıalar, münasebetler ve kavramlar döner durur beynimizde. Nitekim yaşam yolculuğu çetindir.

Kimini anlar ve sonuçlandırır, kimini anlayamaz ve askıda tutarız mütemadiyen. Yani bütün bunları bilincimiz ile illiyet bağları kurup ilişkilendiririz. İşte düşünmek budur.

Düşünmenin sonuçları hal ve davranışlarımızın hatta duygu dünyamızın belirleyicisidir. Harici dünyanın, dahili dünyamız ile karşılıklı ilişkisi, düşüncelerimizin ne kadar sağlıklı ve doğru olduğuna göre şekillenir. Anlıyor musunuz? Düşünmeye üşenme derken, ne büyük sonuçlardan bahsediyorum.

Duygularımız mı önce harekete geçip tefekkürü tahrik eder? Yoksa düşüncelerimiz mi his dünyasını etkiler? Psikoloji bilimi bu konuyu tartışa dursun. Ben ikisininde anlık ve sürekli etkileşim içinde olduğunu düşünüyorum.

Tabi şu yönü de vardır tefekkürün. Düşünerek insanoğlu hep aynı sonuçlarda buluşamaz. Nitekim insanların keyif, huzur, yaşam ve ötesi ile ilgili talep ve tercihleri farklıdır.

Yaşam yolunda ve sonunda varmak istedikleri hakikatleri kendileri belirler. Dolayısı ile tek bir doğru etrafında buluşamaz, kendi doğrularını üretirler.

Doğruları doğru olanlardan olalım İnşaallah…

Her Şeyden Önce Kendi Sorumluluklarımızı Düşünmeliyiz

İnsanların inanç düzlemleri, zevk ve alışkanlıkları, menfaatleri ve hayalleri farklı farklıdır. Bu durum tekdüze hayat standartlarından da etkilenebilir, eğitim düzeylerinden de, popüler kültürden de… Nihayetinde her insan bir dünya. Velev ki kendisi ve başkaları için kötülük talep etmesin…

Kendi sorumluluklarımızın başında, inançlarımızın gereklerini yapmak; söz ve davranışlarımızı buna göre akort etmek gelir. Tefekkürü bir kenara itip; inandığımız gibi yaşamanın gayretinde olmalıyız. Komünist komünist gibi, liberal liberal gibi, budist budist gibi, müslüman ise müslüman gibi yaşamak ve düşünmek zorundadır.

İnançlarımız ve düşünce sistemimiz ile yaşam tarzımız uyumlu olmalıdır. Burada tutarsızlık olur ise mutsuzluk başlar. İç barışımız ve evrensel hoşgörümüz bozulur. Hem kendimiz ve hem de etrafımızı tarumar ederiz. Bu sebep ile düşünmeye üşenme dostum…

Sürü Psikolojisine Girme, Düşünmeye Üşenme

Değerli okuyucum. Analitik psikolojinin temel taşı kabul edilen, Carl Gustav Jung, önemli bir gerçeğin altını çizmiş:

Düşünmek zor bir sanattır, bu sebepten çoğunluk sürüyü takip eder. 

Carl Gustav Jung

Bu da günümüzün iletişim olanaklarını sonuna kadar zorlayan popüler kültür için bulunmaz fırsattır.

İnsanları, üzerinden para kazanılacak metalar olarak gören emperyalist dünya, acımasızca tefekkür kabiliyetlerimizi köreltmekte ve düşünmeye ayıracağımız zaman ve eforumuzu hunharca tüketmektedir.

Bunun için bütün yazılı ve görsel medyayı kullanmakta iken, artık sosyal medya yoluyla tartışılmaz bir zafer elde etmiştir. Genci yaşlısı, kadını erkeği, kendisi düşünmek yerine, başkalarının popüler fikir ve önerilerine teslim olup, insani irade ve gücünü kaybetmektedir.

Günümüzde hayat tarzı, fikir dünyasına değil, kitap ve makalelere değil, takip edilen ünlülerin fotoğraflarına göre şekillenmektedir. Düşünmeye üşenme diyenleri de aşağılayan bu tutum, gittikçe yaygınlaşıp, insan olma onurunu tehdit eder hale gelmektedir. Demiş işte adam, “düşünmek zor bir sanattır”

Düşünmek Ama Nasıl

Düşünmek ve faydalı sonuçlar ile yeni fikirler keşfetmek ne zevklidir halbuki. Keşif keyif verir. Kendini, evreni, insanları ve olayları keşfetmek… Tabi kendinle, sevdiklerinle, yaşam tarzın ve inançlarınla ilgili aykırı sonuçlara varabilmek kaygısı da, seni tefekkürden alı koyar, cesaretini de kırar.

Düşünebilmek için basma kalıp fikirlerden ve sloganlardan kurtulmalısın. Daha önce söylenmiş sözleri yargılamadan tekrar etmek; elbet düşünmek demek değildir. Yahut sabit fikirlerini, kendi kendine dikte etmekte düşünmek değildir.

Demek ki, düşünmek ve sonuç alabilmek için, zihinsel özgürlük şarttır. Objektif olabilmek, korkusuzca sorgulayabilmek, sahip olduğun ilim ve derinliği kullanabilmek gerekir.

İyi bir mütefekkir olabilmek için de, evreni, kendini, başkalarını, eşya, olay ve olguların mahiyetlerini, hikmetli bir bakışla gözlem yaparak değerlendirmelisin.

Konunun bir boyutu da olumluluktur. Olumlu düşünmek sizi mutlu ve huzurlu kılacak kapıları aralar. Olumsuz düşünen insanlar mutsuz ve kaygılıdırlar. Bu insanlar çevrelerini de mutsuz ederler.

Çünkü düşüncelerinizde ki olumsuzluk, önce inançlarınızı ve ardından tutum ve davranışlarınızı belirler. Evreni olumlu titretmek falan; hayır bunlardan bahsetmiyorum. İnsanlık tarihi boyunca keşfedilmiş bir gerçeği haykırıyorum.

Olumlu düşünmek evreni falan titretip, ayağınıza taleplerinizi sunmaz, mistik bir sihir ile… Bilakis olumlu düşünceleriniz, fikirlerinizi ve inançlarınızı olumlu yönde etkiler. Bu şekilde kendi tutum ve davranışlarınız düzelir ve güzelleşir. Sonuç olarak da bu durum sizi, hayırlı taleplerinize yine kendi çabanızla ulaştırır.

Her şeyin kolayını seçmekle meşhur günümüz insanına uymayalım. Düşünmeye üşenip de hayatı ve ötesini berbat etmeyelim, değerli okurum…

Cevap yok.

Sizinde fikrinizi almak isterim